2 Temmuz 2015 Perşembe

Kitap Yorumu #11 | Olur Böyle B*ktan Şeyler - Rick Springfield


Olur Böyle Boktan Şeyler
Sayfa Sayısı: 328
Yazarı: Rick Springfield
Yayınevi: Parodi Yayınları

     Herkese koskocaman bir merhaba demek istiyorum! Blogda yorum girmeyeli neredeyse bir ay olmuş! -Gerçi bu neredeyse bir ayın iki haftası benim bilgisayarım yoktu ya, olsun.- Apollon bugün sizlere son zamanlarda herkesin dilinde olan Olur Böyle B*ktan Şeyler'in yorumunu yapacak! Çok geçmeden başlayalım bakalım.
   
     "Hayatınızın en berbat günlerini yaşıyorsunuz. Tam olarak dibe vurmuş durumdasınız. Sonra aniden karşınıza bir telefon numarası çıkıyor. Arıyorsunuz. Telefonun diğer ucunda hiç tanımadığınız bir ses: Tanrı'nın sesi. Muhtemelen bunun bir şaka olduğunu düşünüyorsunuz. Ya da belki de delirdiğinizi. Fakat bu ne bir şaka ne de siz keçileri kaçırdınız. Sahi, o numarayı yeniden aramaya cesaret edebilir miydiniz? ''Konuşmamız gerek Tanrım. Aslında bunu çok daha önce yapmamız gerekirdi ama beni ciddiye almadığının farkındayım. Oradan nasıl göründüğü hakkında en ufak bir fikrim yok ama bilmeni isterim ki buradan bakıldığında işler pek de yolunda gitmiyor. Yani dünyayı diyorum. Farkında mısın bilmiyorum ama boka batmış durumdayız. Hey, sana söylüyorum, beni duyuyor musun? Ah hadi ama... Kontör tam da bitecek zamanı buldu. Hey Tanrım, bir dahaki sefere ben çaldırsam sen beni arar mısın?''

     Kitabı İzmir Kitap Fuarı'ndan almıştım ve Haziran'ın başına doğru okuma kararı aldım. Son derece ilgi çekici görünüyordu, kabul etmeliyim. Ayrıca sevgili Afrodit'in övgü dolu yorumunu görünce gidip bu kitabı almalıyım diye düşündüm -ki aldım da. Eğer siz de almayı düşünüyorsanız ALMAYIN. 

     Bu kitaba o kadar büyük bir beklentiyle başlamama rağmen fazlasıyla sıkıldım. Konusunu okuyunca çok eğlenceli bir kitap olabileceğini ve kısa sürede bitirebileceğimi düşündüm fakat hayır, olmadı. Kitabın yalnızca ilk 44 sayfasına kadar gelebildim. 

     Kitabımızın baş kahramanı olan adam -ismini bile unuttum- bir telefon numarasını arıyor ve karşısında çıkan ses Tanrı'nın sesi imiş. Tanrı'yla konuşuyor, dertlerini anlatıyor falan filan. Bir de kendi kendine geçmişi düşünüyor, parça parça olaylar anlatıyor derken kitap iyice karışık bir hal almıştı. Belli bir yeri okurken duraksıyor ve "Buraya nasıl geldik?!" diye düşünerek sayfaları geri çeviriyordum.  

      Yazarın kalemi güzel değil, olaylar fazlasıyla kopuk ve kapak ne kadar güzel olsa da kitabın içi boş. Belki de bu kitabı beğenmemiş olmamın bir diğer sebebi de sınav haftam da okuyor oluşumdur -ki yine de böyle olduğunu düşünmüyorum. Yazarın üslubu da bir ilkokul çocuğunun üslubundan farksız benim gözümde. Eminim altıncı sınıfa geçen kuzenim bile en az Rick Springfield kadar bir şeyler yazabilir. 

     Kitaba puanım 5 üzerinden 1 ve bu bir puanı da yalnızca kapak yüzünden veriyorum. Bu arada, Instagram hesabımda (@apollonguncesi) Benim Uzak Yıldızım çekilişi düzenliyoruuum! Katılmak isterseniz buraya tıklamanız yeterli. Bir diğer kitap yorumunda görüşmek üzere!

4 yorum:

  1. 'Apollon Ne Okuyor' köşende bu kitabı görünce yorumunu dört gözle bekler olmuştum. Ama şu an kitap gözümden bir hayli düştü. Artık merak etmiyorum bile. :D

    YanıtlaSil
  2. Arka kapak yazısı oldukça çekici gelmişti.Son derece ilgi çekici görünüyordu falan filandan sonra koca bir ALMAYIN yazısı görünce ani bir şok dalgası geldi:D
    Son paragraf itibariyle de listemden çıkmış bulunuyor.

    YanıtlaSil
  3. Nasil sıkıldın ya elimden dusuremedim ben sen yanlis zamanda fln okumus olmalisin

    YanıtlaSil
  4. Yani bence tam olarak oku bida karar ver bence

    YanıtlaSil